Belki bir gün unutursam diye, ya da bazen anlatmak istersin birilerine. Onlarca sebep sıralayabilirim sana, sebebim yok aynı zamanda. Eşlik etmek istersin belki diye, hoşgeldin hayatıma...
Şu sıralar en çok soru aldığım şeylerden birisi elektrikli süpürgem sanırım. Gerçi son zamanlarda değil genel olarak herkesin merak edip araştırdığı bir konu, bende bu merak edilen ürünü satın almış bir gelinciğim. :)
Tam olarak şekli şemali budur :)
Günlerce, aylarca araştırdım, dükkan dükkan gezdim gibi şeyler tabii ki söylemeyeceğim, bir kere bu durum benim mizacıma aykırı. :) (Şu anda beni tanıyanların kıs kıs güldüğüne yemin edebilirim.)
Adını zaten çok fazla duyduğum bir üründü, girdiğim bir dükkanda da kampanya vardı, bodoslama dalıp aldım valla. (Kampanya dediysem de yine kazıklandığım gerçeğini aylar sonra öğrendim tabii)
Neyse bilmeden aldığım ürünlerde genelde sonuç hep hüsran olur ama bunda durum tam tersi oldu. İnanılmaz bir çekim gücü, her zemine uygun ayrı bir başlık ve uzaktan kontrol kumandası. Bir çok özelliğinin de ayarlanabilir olması ayrı bir artısı olsa gerek.
Çok Amaçlı Başlık
Genel olarak bütün temizliklerde kullandığım başlık bu. Halıyı sadece yüzeysel değil, aralarına kadar açarak tertemiz hale getiriyor. Aynı şekilde büyük tozlar için de bu parça daha uygun geldi bana. Derz aralarına, laminant boşluklarına kadar temizliyor, ardından yapılacak olan vileda temizliğine ihtiyaç duymayabilirsiniz bile.
Sert Zemin Başlığı
Henüz bu başlığı hiç denemedim, çünkü diğeri de azımsanamayacak ölçüde iyi geliyor bana. Yani konunun asla sök-tak olayı ve tembelliğimle ilgisi yok, asla kabul etmiyorum :)) Ayrıca küçük bir başlığı daha var ama henüz ismini cismini çözemedim, bir gün ne işe yaradığını öğrenirsem onu da anlatırım. :))
Sanırım makinenin en çok tercih sebebi ergonomik toz haznesi. Torba kısmını merak edenler için söylüyorum, herhangi bir torba takma çıkarma olayı yok. Tozlar makinenin fotoğraflarında gördüğünüz şeffaf renkteki haznede birikiyor, yün bir topak halini alıyor. Boşaltırken toz dağılıyor mu sorunu da çok alıyorum, öyle bir şey yok arkadaşlar. Tozu zaten kendisi topak haline getirdiği için yün bir yumağı çöpe atıyor gibi düşünün, durum zaten çokta farklı değil. :)
Bahsetmek istediğim bir konu daha var, bir çok işi zaten biliyor, alerjik reaksiyonlu astım hastasıyım ben. Havada uçan yapraktan, hayvan tüyüne kadar, polenler, evde uçuşan minik tozlar, bunların hepsi beni hasta eder. Evi süpürdükten sonra geçirdiğim öksürük krizlerim vardı öncesinde, eziyetle evi süpürttürürdü annem. Bu elektrikli süpürge de onu da yaşamadım. Ya ben iyileşiyorum, ya da makine bunda da iyi bilemiyorum, orası tabii ki muallak :)
Hep olumlu şeylerden bahsedemem ama değil mi ? :D Şu kendi boyunuza göre ayarladığınız sapı var ya, hah işte onun bir ölçüsü yok. Tam süpürmeye adamışsınız kendinizi, şöyle bastıra bastıra temizliyorsunuz... Hooop. Makinenin borusu bir anda kendi kendine kısalıyor ve sizin o cağğnım parmağınızı kıstırıyor. Sonra yerlerde yuvarlanarak bağırma merasimi. Tabii durumun sakarlık payı da vardır ama şu anda çamur atmak istemiş olabilirim, ne de olsa her güzelde bir kusur mutlaka aranmalı. :))
Eğilip kalkmayı ortadan kaldırmak için olacak kontrol kumandası var süpürürken tuttuğunuz üst kısımda. Ben klasik bir Türk olarak ısrarla eğilip kalkarak çalıştırsam da makineyi, aynı panelde ayarlanabilirlik özelliğini kullanmadığımı söylemeyemem. Sesi, sese bağlı çekim gücü de otomatik olarak ayarlanıyor. Aksi olsa sanırım gecenin köründe evin içerisinde temizlik için dolanıyor olmazdım. Komşunu rahatsız etme diye yapmış adamlar resmen bunu, ben başka açıklama bulamadım.
Yani sözün özü bacım, parasına puluna bakılmadan alınmalı bu Pokemon. Tutarının fazlasıyla hakkını veriyor. Tabii size çekim gücünden bilmem ne enerji sınıfına kadar bilgi vermek isterdim ama oldum olası yazılan kullanım kılavuzlarından haz etmem. Her alışverişte deneyen birini dinlemek favorim.Tabii kesin bir metot olmadığı aşikar; öyle olsa sanırım arkadaşımdan günlerce övgüsünü dinlediğim düzleştirici elimde patlamamış olurdu. :) Tabii şansın da etkisi göz ardı edilemez.
Benim en çok soru aldığım konu buydu arkadaşlar, dilerim almayı düşünenlere faydalı olabilirim. Bir blogger edasında yazamıyorum üzgünüm, sadece deneyimlediklerimi, beğendiklerimi ve eleştirdiklerime yer veriyorum. Yine varsa merak ettiğiniz bir şey, direct message bölümünden ulaşabilirsiniz. Zira hiçbir mesajı cevapsız bırakmıyorum. Öpüldünüz gelincikler :*
1996 yılıydı sanırım, ilkokul birinci sınıftayım. Sınıfında en iyilerinden biriydim, bir de sınıf başkanı... Okuma sınavı yapıldı o gün, yakında okuma bayramı var malum, herkes tahtaya çıkıp tek tek okuyacak fişleri. Sıra bana geldi, dün gibi aklımdadır o fiş 'Işık ılık süt iç.' Okuyamadım o fişi ben. Sonrası suratıma inen bir tokat ve alev alev yanan suratım. Yine 'Oku' dedi bana, yine yanlış okudum, kulağımdan çeke çeke fişlerin asılı olduğu duvara götürdü beni. Bu kez okudum ama az önce okuyamamın vebali olacak 'Madem biliyorsun neden yanlış okudun?' diye bir tokat daha yedim. Kulağımdan çeke çeke sırama götürüyordu beni ki ayağa bastım öğretmenin. 'Ayağına basılmaz öğretmenin, terbiyesiz.' dedi, tahtaya itti beni. Hatırladıklarım bunlar ve bir de aileme bu durumu bir kaç yıl öncesine kadar anlatmadığım. Nedenini hala bilmiyorum ; ama sanırım yine döver diye korktum. Komik geldi değil mi çoğunuza ? Bende gülerek anlatıyorum çoğu kez, üzülmeyin. Seneler sonra atabildim üstümde bıraktığı kalıntıları; ama çok şey çaldı. İnsanlara kendimi ifade edebilmemi, toplum içerisinde konuşurken duyduğum özgüveni çaldı benden. Geceleri rüyama girip 7 yaşında çocuğun altını ıslatmasını ekledi ama hayatıma. Bugün üstümde taşıdığım Panik atak için tedaviye gittiğimde 'Küçükken neden çok korktun?' sorusunun cevabını da vermiş oldum sanırım... Senin öğretmenler günün kutlu olmasın Bilge Hoca. Sırf bunlar için değil, kara lastik giyiyor diye utanıp arka sıralarda oturttuğun her öğrenci için, senin öğretmenler günün kutlu olmasın. ... İsmail Balkan, adını ezberimde tuttuğum, yıllar geçse de hatırlayacağım, nadir insanlardan. Benden sadece 3 yaş büyük öğretmenim. Üniversite 2. sınıf ve %60 ı sunumdan sorumlu olduğum bir dersin yeni öğretmeniydi. Benim sunum yapamayışım yüzünden o dersi 3. kez alttan aldığım gerçeği var birde. Sunumu sular seller gibi ezberleyip yine ilkokuldan gelen fobim sayesinde yapamamışım. Yazılı sınavda da boş kağıt vermeye hazırlanıyorum. 'Çalımadın mı?' diye sordu bana, cevap vermedim. 'Yazık.' dedi bana İsmail hocam, odasına çağırdı beni. Ben yine korkuyorum, gözlerim dolu dolu. O anlattı ben dinledim, ben ağladım o dinledi. Sunumu odadaki öğretmenleri topladı ve bana yaptırdı. Bir daha bir daha bir daha. Ertesi hafta sınıfta da. Üniversite de ben ilkokul çocuğu oldum, o da ilkokul öğretmeni. Birileri seneler önce cesaretinizi yerle bir ederken diğeri elinizden tutup o çocuğu yeniden buluyor. Dünyalar kadar büyük bir fark var taşıdıkları sıfatlarda, üstelik aynı olsalar da. Okulu onur öğrencisi olarak bitirdim, kuşak töreninde belgemi İsmail Hocamın ellerinden aldım, sanırım daha anlamlısı olamazdı benim için. Kimse bilmez ettiğim teşekkürleri, hocam bilir. Allah razı olsun, bugün ve her gün duacısıyım. Senin öğretmenler günün kutlu olsun İsmail Hocam, sadece bunlar için değil, maaşınla elini uzattığın her gariban öğrencin için, öğretmenler günün kutlu olsun. Şimdi neden anlattım o kadar şeyi bilmiyorum, ama bugünü hediye için bekleyen ve ayın 15ini görmek için sabahları yatağından kalkan, kalkarkende hayıflanan onlarca insanın kendine mal etmesi zoruma gidiyor benim. Aynı şekilde özgür bireyler yetiştiriyoruz cümlesine sığınıp, öğrencisiyle karşılıklı sigara içen, öğrencisinin görebileceği ortamlarda onu kötü akışkanlara teşvik eden hiçbir davranışın da arkasında değilim, desteklemiyorum. Kılık kıyafeti eski, ayakkabıları yırtık diye onu dışlayan, dışlanmasına müsade eden öğretmeni ben kabul etmiyorum. Öğrencin evlandındır, ailenin bir parçasıdır, kardeşindir, bazen arkadaşındır. Hayatım güzelliğini doğrularla öğreten, eğitimin sadece müfredatta yazılı olmadığının bilincinde olan, miniklerin büyük yaralarını saran, iyi-kötü, güzel-çirkin kavramlarını anlatan, geleceğe 'İNSAN' hazırlayan herkesin öğretmenler günü kutlu olsun.