Teşekkürler Rabbim..
07:30 Hislerimi anlatmak çok zor. Hala gözlerim doluyor aklıma geldikçe. Hayatımın en zor saatlerinden bahsetmek istiyorum size. Biliyorum ki,bir nebze de olsa alır içimdeki yangını.
Zerre heyecanlanmadan geldik son güne. O kadar rahattık ki, sanki yarın evlenecek olan biz değiliz. Öyle ki düğünden 1 gece önce arkadaşlarımızla buluştuk. Muhabbet sohbet, her zamanki bol kahkahalı günlerden biri. Gündem bizim düğün tabii. Yarın düğünümüz var lan bizim !
Saat 23:00, ne olduğunu hatırlamadığım ;ama düğünle alakalı olduğuna emin olduğum bir soruydu sorduğum. Erdi 'Ne düğünü, ülkede darbe oluyor.' dedi bana. Nasıl yani, ne darbesi ? Hani şu insanların asıldığı, askerin devletin her kademesini parçaladığı darbe mi ? Bizi her seferinde alaşağı eden darbe ? Ülke iyi yerlerdeydi, ekonomi iyiydi, ne darbesi ? Yok, hayır, olamaz. Ülke elden gidemez. Benim ülkemde olmaz böyle şeyler. Gözlerimi diktim gökyüzüne, 'Sen neylersen güzel eylersin, kimseye ihtiyacımız yok senden başka, kun fe ye kun...' Hem düğünümüz var bizim. 9 yıl kolay değil, bitirdik. Nişanda tansiyonu düşmüş salonda bayılmış gelin, kınadan 1 gece önce sel basmış apartmanı gelin, annesi kına gecesi merdivenlerden düşmüş gelin, düğün günü darbeye yeltenmiş bazıları gelin. Söylerken kelimelere basit gelse de öyle yoruyor ki insanı bunlar, keşke içimde bir ayna olsa da direk görebilseniz keşke.
Kalabalık ortamlarda çok bulunmayalım dedik, eve döndük. İnternette her şey yanlı, açtım televizyonu, beklediğimden daha kötü her şey. Gelinlikmiş, düğünmüş görmüyor gözüm. Olur, bugün olmaz belki diyorum nisanlıma yarın olur, nikah olur, bir şekilde olur ama önce vatan. Allah var, Allah yar, ülkemi koru ya Rab !
İzledikçe kahroldum. Askerleri yatırıp kemerle döven insan evladını seyrettim. Nasıl olur ya ? Er ne demek ? Kanunsuz emirmiş. Olmaz olamaz, benim 20 yaşında Mehmet'im bilmez. PKK demişler, bomba demişler, ne bilsin Mehmet. Yazık ki biz de 20 yaşında körpe ana kuzularını falakaya yatırıyoruz. Ya tutuyorsun demeyin, asla. Sap ve saman benim meselem. Erleri, rütbesizleri attılar önümüze bu girişimi yapmak isteyenler, benim TSK mın güzel formasını lekelediler. Unutamıyorum, gözümün önünden gitmiyor Polis'imin Asker'ime 'Kardesim o benim, vurur muyum hiç.' deyişini. Unutamıyorum TRT muhabiri Tijen Karaş 'ın alnındaki teri, gözündeki korkuyu. Tankın içinde 'Ben vatanı satar mıyım, neyin ne olduğunu bilmiyorum, komutanlar kandırdı abi' diyen o suratın sahibini unutamıyorum. İnsanlıktan çıkıp kafa kesen, üstünde işaretler yapan körelmiş zihniyetleri de utanarak kazıyorum hafızama.
Unuttunuz ! Çok çabuk unuttunuz. Lafım sadece erler için, büyükleri değil meselem. Yem diye attılar önümüze darbe yapmak isteyenler önümüze. Biz de milletçe yağmaladık, falaka çektik, kafa kestik. Bu ayıp yapanın değil, hepimizin. PKK var başımızda, rahat uyuyorsunuz değil mi yataklarınızda, hala onlar koruyor diye rahat uyuyorsunuz. Biz uyuyalım diye onlar uyumuyor, ayazda, kavurucu sıcakta canı pahasına nöbet tutuyor. Ellerine kına yakılarak gönderilen ana kuzuları, sahi canınız yanmadı mı hiç ?
Kendim için korkmadım ki. Kardeşim daha çok küçük, ufacık bebekler. Biz bunları nasıl anlatırız ? Sevgisini aşılamaya çalışırken vatanın, vatan elden gidiyor yavrum nasıl deriz. Polisimizle askerimiz birbirini kırıyor, anlatılır mı bu ? Çok zor çok.
Saat 04:30, televizyonu kapattım. Düğünümüz için Artvin'den, Kütahya'dan, İstanbul, Ankara, Aydın, Samsun... 100 kişi nerdeyse yolda olan. Anneme gelmeyin, geri dönün dedim. Kendime değil, ya onlara bir şey olursa korkusu. 'Ne olursa olsun geliyoruz kızım.' cümlesi döküldü dudaklarından annemin, sesi titriyor ama. Benimse telefonun ucunda gözümden akan iki damla gözyaşı. Rabbim sen sabaha aileme kavuşmayı nasip et.
16 Temmuz 2016, Artvin'den 25 kişi, Kütahya'dan 15 kişi kazasız belasız geldi. İstanbul hala karışık, onlar gelemedi. Ankara ve Aydın'dan gelen kuzenlerim Polatlı'da kalmışlar. Aklım hep onlarda. Kuaför saati dediler, gittik. Gelin değil cenazeyim ben. Suratım kireç, makyaj mı renklendirecek beni ?Saclarım yapılıyor, ben sadece televizyon izliyorum. Gözler nemli hala, makyaja aldıklarında 'Ağlama artık.' dedi makyöz. Elde mi ? Makyajım akmış, ülke kan ağlıyor keşke benden akan iki damla fayda etse, keşke...
Davul ve konvoy yok. İstemedik. 127 şehit varken ülkemde, askerim, polisim, devletim bu hallerdeyken sokakları inletemem ben. Gelinlik var üstümde ama ülkem kan kırmızı bugün. Ben bu beyaz şeyi nasıl giyerim, neler geçiyor aklımdan bilseniz.
Gelin almaya geldiklerinde bile ben haber izliyordum. Üstümde gelinlik, elimde mendil, ağlıyordum. 2 saat kalmış düğüne, beni almaya geldiler, hoca kapıda. Ellerimi o dua ederken bir kez daha açtım semaya. Allah sen koru vatanımı, bugün senden tek dileğim, tek duam bu.
Salona gittik, heyecan mı ? O ne demek ? Gelin odasında haberler takip ediyoruz. Duyarlılık demeyin buna, hiçbir şey olmamış gibi davranamadık biz.
Salona giriş saati geldi, suratlarımız sirke satıyor. 'Gülün' dediler bize, kolaymış gibi. Misafirlerimiz gelmiş bugün için, bizim için, vicdan azabı duya duya gülelim bakalım, şehit sayısı artmış mıdır diye düşüne düşüne oynayalım bakalım. Dışarda neler oluyor habersiziz, ama biz 9 yılın ardından bugün evleniyoruz. Çok beklediğim o günü kazasız belasız atlattık evet. Hala bir devletimiz var diye, şükürler olsun, şükürler olsun.
Gelinlik üstümde, haberler izliyoruz. 3 saat haber alamadık ne oluyor ne bitiyor ölüyoruz meraktan, gelen misafirler geri dönecekler, isyan bastırıldı ama ortalık anladığımız kadarıyla hala karışık. Yola çıkacaktık geceden, gitmedik. Beyin yorgunluğu, uykusuz geçirdiğimiz bir gece öncesi, misafirleri düşünmemiz, moral bozukluğu, vicdan azabı... En azından sabaha dedik, sabaha gidelim. Benim güzel Ankara'mın yolunu kullanamadık, başka yollardan geldik Antalya'ya ve su anda otelden yazıyorum bu satırları size. Yolda farkettiģim en büyük şey, balkonlara asılı bayraklar, vatanı için canını feda etmeye hazır onlarca insan, ülkemin güzelliği...
Teşekkürler Allah'ım bize böyle güzellikler verdiğin için. Devletime de zeval verme ne olur. Birlik ve beraberliği unutturma bizlere. Elele olmayı, Adem ve Havva dan olma kardeşliği silme hafızalarımızdan. Dışardan bir şey olmaz ya, içerden biz bize kırılmayalım Ya Rab ! Asker, polis,bayrak bizim. Sen ezanları dindirme, dilimizden duaları eksik ettirme.
Ben şanslıydım, hala şanslıyım. Bir devletim var, Müslüman'ım, duanın gücüne inanıyorum. Ulu Önder'imizin bize armağanı bu vatana ama sokağa dökülerek, ama nöbet tutarak, çokça dua ederek biz sahip çıkacağız. Çocuklarımıza güzel, mutlu son dolu masallar anlatacağız.
Asla umudumu kesmiyorum, güzel günler çok yakın, iyi kalpli insanlar hala var ve son iyi insana kadar ben inanmaya devam edeceğim. İnanın, dua edin. Güneş hala doğuyor, her karanlık geceden sonra doğar, gece ne kadar zor geçerse geçsin, sabah ısınır içimiz. Şimdi uzatın kafanızı camdan, gökyüzü mavi, gün hala ışıyor.
Sonsuz teşekkürler Rabbim, güzel günlerimiz çok yakın..
0 yorum